Gemiler için ana sarf malzemesi olan “bunker“, ham petrolün damıtılmasıyla elde edilen Fuel Oil’dir. Ham petrol, gemi makinasındaki yanmanın ardından zararlı emisyonlara neden olan kükürt içerir. Sülfür oksitler (SOx), insan sağlığı için son derece zararlıdır. Solunum bozukluğu semptomlarına ve akciğer hastalıklarına neden olduğu bilinmektedir. Atmosferdeki SOx, soluk alan tüm canlılara, ekinlere, ormanlara, her çeşit su havzasına ve de bu sularda yaşayan canlılara, zarar verebilecek asit yağmurlarına katkıda bulunur.
Gemilerden kaynaklanan sülfür oksit (SOx) emisyonlarını azaltmaya yönelik IMO düzenlemeleri ilk olarak 2005 yılında, Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin (MARPOL Sözleşmesi olarak bilinir) Ek VI kapsamında yürürlüğe girmiştir. O zamandan günümüze, sülfür oksitler üzerindeki sınırlamalar giderek daha da sıkılaştırılmakta.
Basitçe söylemek gerekirse, gemilerden kaynaklanan kükürt oksit emisyonlarının sınırlandırılması hava kirliliğini azaltır ve daha temiz bir yaşam ortamı sağlar. SOx’in azaltılması ayrıca yakıt yandığında oluşan küçük zararlı partiküller maddelerin de azalmasını sağlar.
IMO, küresel olarak gemilerde kullanılan akaryakıtın kükürt içeriğini izler. Son rakamlar, 2017 yılında test edilen artık yakıtların yıllık ortalama kükürt içeriğinin %2,54 olduğunu göstermiştir. 2017 yılında damıtılmış yakıt için dünya çapında ortalama kükürt içeriği %0,08 idi.
1 Ocak 2015’ten bu yana, IMO tarafından sülfür oksitlerin (SOX) kontrolü için belirlenen Emisyon Kontrol Alanlarında (ECA) faaliyet gösteren gemiler tarafından kullanılan Fuel Oil için kükürt limiti %0,10 m/m olmuştur. SOx için MARPOL Ek VI kapsamında oluşturulan ECA’lar şunlardır: Baltık Denizi bölgesi; Kuzey Denizi bölgesi, Kuzey Amerika bölgesi (Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada dışındaki belirlenmiş kıyı bölgelerini kapsar) ve Amerika Birleşik Devletleri Karayip Denizi bölgesi (Porto Riko ve ABD Virgin Adaları çevresindeki sular).
1 Ocak 2020’den itibaren, belirlenmiş emisyon kontrol alanları dışında çalışan gemilerde kullanılan yakıtın kükürt limiti kütle olarak %0,50 m/m’ye indirilmiştir. Bu hayati önlem, gemilerden kaynaklanan kükürt oksit miktarını önemli ölçüde azaltmakta. Bu nedenle, gemilerde kullanılan akaryakıttaki kükürt sınırındaki azalma, özellikle limanlara ve ana nakliye yollarına yakın kıyılarda yaşayan nüfuslar için somut sağlık yararları sağlayacaktır.
Genel anlamda fosil yakıtların kullanılmasından kaynaklanan SOx emisyonlarının sınırlandırılması, atmosferdeki hava kalitesini artırarak, canlıları ve çevreyi koruyacaktır.
IMO’nun, gemilerden kaynaklanan hava kirliliğini kontrol etmeye yönelik düzenlemeleri kabul ettiği zaman
IMO, 1960’lardan beri deniz taşımacılığının çevre üzerindeki zararlı etkilerini azaltmak için çalışıyor. Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin (MARPOL Sözleşmesi) Ek VI, gemilerden kaynaklanan hava kirliliğini ele almak için 1997 yılında kabul edilmiştir.
Gemilerden Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Önlenmesine yönelik yönetmelikler (Ek VI), gemilerde kullanılan yakıtların, sülfür oksitler (SOx), nitrojen oksitler (NOx), ozon tabakasını incelten maddeler (ODS), uçucu organik bileşikler (VOC) ve hava emisyonlarının, yerel ve küresel hava kirliliğine, insan sağlığı sorunlarına ve çevre sorunlarına katkılarını kontrol etmeyi amaçlamaktadır.
19 Mayıs 2005 tarihinde yürürlüğe giren Ek.VI, Ekim 2008’de önemli ölçüde güçlendirilmiş gereksinimler içererek revize edilmiş ve sülfür oksit emisyonlarını azaltma uyarınca yönetmelikler, 1 Temmuz 2010’da yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikler, gemilerin sülfür içeriği için küresel bir sınır getirmiştir.
2010 yılından bu yana, daha fazla Emisyon Kontrol Alanının tanıtılmasına yönelik değişiklikler de dahil olmak üzere Ek VI’da başka değişiklikler de kabul edilmiştir. Enerji verimliliği gereksinimleri 2013 yılında yürürlüğe girmiştir.
IMO 2020
31 Aralık 2019 tarihine kadar, Emisyon Kontrol Alanları dışında çalışan gemiler için, gemilerin yakıtlarının kükürt içeriği limiti kütlece %3,50 m/m’dir. %0,50 m/m sınırı MARPOL Ek VI’nın tarafları Ekim 2016’da aldığı karar uyarınca, 1 Ocak 2020 tarihi ve sonrasında uygulamaya karar verdi.
1 Ocak 2020 tarihi, 2008’de kabul edilen düzenlemelerde belirlenmiştir. Ancak, Üye Devletlerin yeni alt küresel sınırın olup olmadığını belirlemesine yardımcı olmak için IMO’nun gemiler tarafından kullanılmak üzere düşük kükürtlü fuel oil kullanılabilirliğini gözden geçirmesini gerektiren bir hüküm kabul edilmiştir. IMO’nun Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC 70) Ekim 2016’da%0,50 sınırının 1 Ocak 2020’den itibaren uygulanmasına karar verdi.
Yeni limit gemiler için ne anlama geliyor?
Yeni kükürt limiti kapsamında, gemiler, 1 Ocak 2012’den beri yürürlükte olan %3,50’lik mevcut sınıra karşılık, kükürt içeriği en fazla %0,50 m/m olan akaryakıt kullanmak zorunda. Gemide kullanılan akaryakıttan bahsedildiğinde, ana, yardımcı makineler ve kazanlarda kullanılan yakıtı ifade eder. Geminin güvenliği veya denizde can kurtarmayı ilgilendiren durumlar veya bir gemi veya ekipmanı hasar görmesi halinde muafiyet sağlanır. Diğer bir muafiyet, bir geminin, gemi emisyon azaltma ve kontrol teknolojileri ve makine tasarım programlarının geliştirilmesi için denemeler yapmasına izin verir. Bu, ilgi Bayrak Devleti’nden özel bir izin gerektirir.
Gemiler daha düşük kükürt emisyon standartlarını nasıl karşılayabilir?
Gemiler, düşük kükürt uyumlu yakıt gereksinimi karşılayabilen düşük veya sıfır sülfür içerebilen farklı yakıtları kullanabilen makinelere sahip olabilir. Örneğin sıvılaştırılmış doğal gaz veya biyoyakıtlar.
Ateşlendiğinde ihmal edilebilir sülfür oksit emisyonlarına yol açtığı için artan sayıda gemide yakıt olarak LNG kullanılıyor. Bu, IMO tarafından 2015 yılında kabul edilen Gazları ve diğer Düşük Parlama Noktalı Yakıtları Kullanan Gemiler İçin Uluslararası Kod’un (IGF Kodu) geliştirilmesiyle kabul edilmiştir. Diğer bir alternatif yakıt, bazı kısa mesafeli deniz hizmetlerinde kullanılan metanoldür. Üçüncü olarak, gemi emisyonlarının atmosfere salınmadan önce yıkanarak temizlenmesini sağlayan, egzoz gazı temizleme sistemleri veya “yıkayıcılar” gibi onaylanmış eşdeğer yöntemleri kullanarak da SOx sınırlamalarına uygunluk sağlanabilir. Bu nedenle, bir gaz yıkayıcı ile donatılmış bir gemi, ağır fuel oil kullanabilir, çünkü sülfür oksit emisyonları, gerekli fuel oil sülfür limitine eşdeğer bir seviyeye düşürülecektir. Bu durumda, eşdeğer düzenleme geminin Bayrak Devleti tarafından onaylanmalıdır.
IMO, gemide bir egzoz gazı temizleme sistemi (“yıkayıcı”) takılı olmadığı sürece, bir gemide itme veya çalıştırma amacıyla yanma amacıyla uyumlu olmayan akaryakıtın taşınmasını yasaklamak için bir MARPOL değişikliğini benimsemiştir.
Denetim
Uygulama, İdarelerin (bayrak Devletleri ve liman / kıyı Devletleri) görev ve sorumluluğundadır. 2020 %0,50m/m kükürt sınırının tutarlı ve etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak yüksek bir önceliktir.
Gemilere, Bayrak Devletlerinden Uluslararası Hava Kirliliği Önleme (IAPP) Sertifikası verilmiş olmalıdır. Bu sertifika, geminin ihrakiye irsaliyeleri ile belgelenen geçerli sınır değeri aşmayan kükürt içeriğine sahip akaryakıt kullandığını veya onaylanmış eşdeğer bir düzenleme kullandığını belirten bir bölüm içerir. Ayrıca, baca dumanlarını değerlendirmek için hava gözetimi ve olası ihlalleri belirlemek için diğer teknikler de kullanabilirler.
Kurallara riayet edilmediği takdirde yaptırımlar, bayrak ve liman devletleri olarak MARPOL’ün münferit taraflarınca belirlenir. IMO yaptırım cezaları belirlemez, yaptırımları her bir Taraf Devlet’e kalmıştır.
IMO, uygun akaryakıt kullanılabilirliğini sağlamak için ne yapıyor?
Uygulama, MARPOL Ek VI’ya Akit Taraf olan Üye Devletlerin sorumluluğundadır. MEPC tarafından Ekim 2016’da 1 Ocak 2020’nin yürürlüğe girme tarihini onaylama kararı (%0,50 sınırının yürürlüğe girmesinden üç yıldan fazla bir süre önce), kısmen Üye Devletlerin ve sanayinin, MARPOL Ek VI Yönetmeliği 18 yeni gereklilik hem akaryakıt bulunabilirliğini hem de kalitesini kapsamaktadır. Akaryakıt mevcudiyeti konusunda, düzenleme Taraflardan her birinin “bu Ek’e uyan akaryakıtların bulunabilirliğini teşvik etmek için tüm makul adımları atmasını ve limanlarında ve terminallerinde uyumlu akaryakıtların mevcudiyeti konusunda Örgütü bilgilendirmesi gerektirmektedir. Bir gemi, uygun akaryakıt bulunmadığına dair kanıt sunduğunda, tarafların IMO’yu bilgilendirmeleri de gerekmektedir. IMO Global Entegre Nakliye Bilgi Sistemi (GISIS) MARPOL Ek VI modülü aracılığıyla limanlarında ve terminallerinde uyumlu akaryakıtların mevcudiyeti hakkında Organizasyon’u 1 Ocak 2020 tarihinden çok önce bilgilendirmeye çağırdı. MARPOL Ek VI Kural 18.1.
Gemiler neden diğer ulaşım türlerinden daha az zararlı?
Gemiler, kirleticiler ve diğer zararlı emisyonlar yayar. Ama aynı zamanda büyük miktarlarda hayati malları dünya okyanuslarında taşıyorlar ve deniz yoluyla ticaret artmaya devam ediyor. UNCTAD’a göre 2016 yılında gemiler ilk kez 10 milyar tonun üzerinde ticaret gerçekleştirdi.
Dolayısıyla gemiler, malları taşımanın her zaman en sürdürülebilir yolu olmuştur. Gemiler giderek daha enerji verimli hale geliyor. Enerji verimliliğine ilişkin IMO düzenlemeleri, her zamankinden daha çevreci ve daha temiz nakliye talebini destekler biçimde kendini güncelliyor. Enerji açısından daha verimli olan bir gemi daha az yakıt yakar ve daha az hava kirliliğine sebebiyet verir.
Kimi makalede, sadece birkaç büyük geminin dünyadaki tüm arabalar kadar zararlı hava kirletici madde yaydığı alıntılanmıştır.
Ancak, bu kötü durum senaryosu, gemiler tarafından taşınan kargo miktarını ve göreceli verimliliği hesaba katmıyor. Taşınan yük miktarını ve taşınan her bir ton kargo başına düşen emisyonları, kat edilen kilometre başına dikkate almak önemlidir. Araştırmalar, havacılık, karayolu kamyonları ve hatta demiryolları gibi diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında gemilerin enerji bakımından en verimli ulaşım şekli olduğunu göstermiştir.
Öte yandan, deniz taşımacılığının büyük hacimlerdeki dünya ticaret hacminin taleplerine cevap verdiğini de hatırlamak önemlidir. Dünya ticaret hacmi arttıkça daha fazla gemi kapasitesine ihtiyaç duyulacaktır.
Gemiler, gezegendeki en büyük makinelerdir ve dünyanın hemen hemen en büyük dizel makineleri kargo gemilerinde bulunur. Bu makineler 100.000’den fazla beygir gücüne sahiptir, buna kıyasla, orta büyüklükteki bir araba 300 beygir gücü civarındadır. Büyük konteyner gemileri 20.000’den fazla konteyner taşıyabilir ve dökme yük gemileri, demir cevheri gibi 300.000 tondan fazla mal taşıyabilir. Bu büyüklükteki gemileri yüzdürmek için çok güçlü makinelere ihtiyaç vardır. Kilometre başına her ton kargoyu taşımak için ne kadar enerji kullanıldığını hesap etmek önemli. Farklı ulaşım türlerinin göreceli enerji verimliliğine baktığınızda, gemiler enerji açısından en verimli olanlardır. Bu nedenle gemiler, daha az yakıt yakarlar, daha fazla enerji verimli olarak hava kirletici maddeleri az ve emisyonları daha düşüktür.
Düşük kükürt karışımlı yakıtlar gemi makinası için sorunlara neden olabilir mi?
Bir gemide yanma amaçlı tüm Fuel Oil, IMO MARPOL Ek VI’da (düzenleme 18.3) belirtildiği gibi gerekli akaryakıt kalite standartlarını karşılamalıdır. Örneğin, akaryakıt, gemilerin güvenliğini tehlikeye atan veya makinenin performansını olumsuz etkileyen herhangi bir ilave madde veya kimyasal atık içermemelidir
IMO akaryakıt karışımlarıyla ilgili olası güvenlik sorunlarının nasıl belirleneceğini tartışmaktadır. Bu yakıtların uygun şekilde yönetilmemesi halinde uyumluluk ve istikrar sorunları olabileceği kabul edilmektedir. Gerekirse, mürettebat ve gemi operatörleri için ek rehberlik geliştirilebilir.
Uluslararası Standardizasyon Organizasyonu (ISO) standardı (ISO 8217), dizel deniz makinelerinde ve kazanlarında kullanılan yakıtlar için maksimum ve minimum uluslararası standartları kararlaştırıp, sirküle eder.
IMO tarafından “Akaryakıt bulunabilirliğinin değerlendirilmesi” için yaptırılan bir çalışma, rafineri sektörünün% 0,50 m / m veya daha az kükürt içeriğine ve% 0,10 m kükürt içeriğine sahip yeterli miktarda deniz yakıtları tedarik etme kapasitesine sahip olduğu sonucuna varmıştır
Küçük gemiler de kükürt sınırına uymak zorunda mı?
Evet, MARPOL kuralları tüm gemiler için geçerlidir. Diğer ülkelerin yargı yetkisi altındaki limanlara veya açık deniz terminallerine sefer yapan 400 gros ton ve üzeri gemiler, geminin Bayrak Devleti tarafından verilen Uluslararası Hava Kirliliğini Önleme Sertifikasına sahip olmalıdır. Ancak her boyuttaki geminin 1 Ocak 2020’den itibaren %0,50 sınırını karşılayan akaryakıt kullanması gerekmektedir.
Bazı küçük gemiler, makineleri için uygun bir deniz distilatı kullanıyor olabilir. (Önceden belirlenmiş emisyon kontrol alanlarında faaliyet gösteren küçük gemiler, bu emisyon kontrol alanlarında %0,10 sınırını karşılayan akaryakıt kullanacaktır.
IMO 2020 Güncellemesi: Şimdiye Kadar Gördüğümüz Etki (Ağustos 2020)
Artık 1 Ocak için son tarih gelip geçtiğine göre, IMO’nun yetkisinin gerçek dünyadaki etkileri hakkında bir güncelleme paylaşmak istedik.
2019 Kasım ayının başlarında buharlı gemi hatlarının düşük kükürtlü yakıt satın almaya başlamasıyla birlikte, yakıt ek ücretlerinde kesinlikle bir artış görüldü. Yakıt ücretlerin ikiye veya üçe katlanacağına dair pek çok spekülatif korkular vardı, ancak şu anda durum böyle değil.
Senenin ilk çeyreğinde kuru yük piyasası IMO 2020’nin getirdiği mali yükün sancılarını çekti. Gemi kiralama oranları önemli bunkering limanlarındaki maksimum %0,5 kükürtlü deniz yakıtı fiyatları ile ters orantılı olduğundan, IMO 2020’nin ardından artan yakıt maliyetleri, navlunlara dengeleyecek nispette yansımadı. Gemiler için kiralama oranları (T/C time charter $/gün) VLSFO fiyatlarıyla doğru orantılı olarak yükseldi ve/fakat navlun kazançları düştü.
Aslında T/C oranlarında da istikrarlı bir çıkış olmadı, geçici dalgalanmalar yaşandı. Yakıt fiyatı yükseldikçe, gemi sahiplerinin sefer oranlarını sabit tutmak için gemilerinin günlük kiralama oranlarını düşürmek zorunda kaldıkları görüldü. Ancak, zamanla navlun ve T/C oranları doğru orantılı hareket edecek biçimde hareket ediyor.
2020’ye gün be gün yaklaşırken kullanılması zorunlu olacak ürünlerin mevcudiyeti, rafinerilerin bu ürünleri üretme kabiliyetleri ve bu yakıtların çok pahalı olacağına dair söylemler ve hatta çoğu geminin MGO tüketmek zorunda kalacağına dair manipülatif haberler, denizcilik piyasasının tüm kimyasını etkiledi. Ancak, bu kötümserlik haliyle, istikrarlı bir dengenin kısa zamanda kurulması beklenmezken, VLSFO fiyatlarında hızlı bir düşüş izlenmeye başlandı. Örneğin, 6 Ocak ve 17 Ocak arasında, Singapur limanında gemilere ikmal edilen, %0,5 kükürtlü deniz yakıtının (VLSFO) FİYATI 740.00 $/mt’dan %12 düşüşle 645 $/mt’a indi. Yakıt tedarik eden kaynaklar, alternatif uygulamalarla, yakıt talep eden unsurların ve genel olarak denizcilik piyasasının kafasını karıştırdılar. Böyle bir iklimde dengeden bahsedilemezdi. Yakıt kıtlığında alıcıyı telaşa sevk ederek panik halinde yakıt almalarına neden olmak hiç adil olmadı. Fakat bu olumsuzlukları yaşamak, geçiş dönemlerinde sergilenen malum davranış biçim ve tutumları olduğu için, çok da garipsememek lazım.
Bu rüzgar bir müddet sert esti. Kimi, yakıtı bulamam diye korkulu rüya görmemek için, fiyata bakmadan acele etti pahalı yakıt aldı, kimi ise, taşlar yerine oturduğunda yeni dengeye oturacağını düşünerek fiyatların makul seviyelere düşmesini bekledi. Çünkü, karar mekanizmalarının muhatap olacağı yönetsel riskler ve kurum içerisinde yaratacağı skandallar bazı durumlarda para kaybetmekten önce gelir.
IMO 2020’nin endüstri üzerindeki etkisini tartışmaya devam etmeden önce aşağıdaki tabloya bir göz atalım
2019 Kasım ayından bu yana uluslararası iki önemli petrol kriterinin durumuna göz atmakta fayda var. Brent ham petrolü ve ABD West Texas Intermediate (WTI) ham petrolü tepetaklak oldu. Doğal olarak, korkulan olmadı, yakıt fiyatı da düştü. Fakat bu maalesef ki hiçbir endüstrinin iş birliği, katkısı, marifeti, zaferiyle olmadı.
Dünyanın önde gelen petrol üreticisi, ihracatçısı, ithalatçısı, tüketicisi ülkeler 2019 sonu ve 2020 başlarında dünyanın bahşettiği jeopolitik avantajlarla birbirlerine kabadayılık taslarken, kaslı dünya ülkelerinin bitmek bilmeyen, muhtelif üstünlük ve menfaat çatışmaları devam ederken, 2019 son çeyreğinde ben geliyorum diyen bir sağlık canavarı tüm insanlık alemini etkisi altına aldı. 2020 Mart ayı itibariyle, koronavirüs pandemisi Covid-19 nefes alan insanların kabusu oldu. İnsanlar, birbirine hızla virüsü bulaştırdı, hastaneleri doldurdu, çok sayıda kişi hastalandı, ölümler oldu. Çare, insan etkileşiminin en aza indirilmesi ve sosyal mesafe kurallarına uyulması gerektiğiydi. Ülkeler arası seyahatler durduruldu, iş yerleri kapatıldı, insanlara evlerinde kalmaları konusunda karar verildi. Hatta zorunlu kısıtlamalar uygulandı. Tüm bu tedbirlerin ardından 2020 yaz aylarıyla birlikte kısıtlamalar kademeli olarak hafifletildi, ancak Covid-19 halen aktif.
Kabaca özetlediğimiz 2019 son çeyreğinden günümüze kadar yaşananlar aslında sürpriz değildi. Biliniyordu, yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. IMO 2020 bir endüstrinin farkındalığının ürünü. Biz dünyamıza çok hoyrat davrandık ve hainlik ettik. IMO 2020 üzerine düşen vazifeyi ifa etmek için kesin ve sert kurallarla yola çıktı. Ve bunda başarılı oldu.
Covid-19 ile gelen kilitlenmeler emisyonların tüm dünya canlılarına ne kadar zarar verdiğini kanıtladı. Süreçte atmosferdeki kirlilik verileri inanılmaz bir biçimde düştü. Kilitlenmeler hafifletildikçe tekrar artıyor.
Bu kilitlenmeler küresel petrol talebini düşürdü. Birbirlerine düşmüş, dünyanın önde gelen petrol üreticisi, ihracatçısı, ithalatçısı ülkeler, birden, talebi arttırmak için dostane, kooperatif, tavır ve tutum içerisine girdiler.
Demek ki, ders almak gerekiyormuş!
Covid-19 ve talep endişeleri devam ediyor, ham petrol ve damıtılmış ürün fiyatları halen düşüyor. IMO 2020 hedeflerine ulaştı, günah keçisi olmaktan kurtuldu.
https://bunkerist.com/2020-yilinda-imo-2020nin-korkulan-etkisi-gerceklesmedi/
Bu makale 10/09/2020 tarihinde yazılmış olup verilen teknik rakamlar, geçmiş analizleri ve tahminler ilerleyen zamanda değişiklik gösterebilir.