ABD ve Çin, finansal piyasaları çılgınlığa sürükleyen, her iki ülkede de büyüme ve yatırımları engelleyen, yaklaşık üç yıl süren ticaret görüşmelerinden sonra nihayet bir ticaret anlaşmasının “birinci aşamasına” ulaştı.
ABD ve Çin aralarında, finansal piyasaları çılgınlığa sürükleyen, her iki ülkede de büyüme ve yatırımları engelleyen yaklaşık üç yıl süren ticaret görüşmelerinden sonra nihayet bir ticaret anlaşmasının “birinci aşamasına” ulaştı. Çoğu kimse tarafından Trump idaresiyle Çin arasındaki uzlaşma ihtimallerinin bittiği düşünülürken ilk aşama anlaşma her iki tarafça 15 Ocak’ta imzalandı. Anlaşma, ABD ve Çin arasındaki daha geniş bir ticaret anlaşmasının ilk aşaması olarak nitelendi.
Eleştirmenler, ticaret anlaşmasının eksik olan bazı kilit noktalarına dikkat çekiyorlar. Trump İdaresi, bu endişeleri doğrudan ABD’nin ticaret anlaşmasının ‘ikinci aşaması’ kapsamında ele alacağını belirterek olumlu bakıyor.
Her iki tarafça 15 Ocak’ta imzalanan resmi belgeye “Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti Ekonomik ve Ticaret Anlaşması” adı verildi. Belge, sırasıyla aşağıdaki konulara içeren sekiz bölümü kapsıyor:
Fikri mülkiyet, Teknoloji transferi, Gıda ve Tarım Ürünleri Ticareti, Finansal Hizmetler, Makro ekonomik Politikalar ve Döviz Kuru Konuları ve Şeffaflık, Genişleyen Ticaret, İkili Değerlendirme ve Uyuşmazlık Çözümü,
Nihai hükümler
Bölüm 1 ve 2, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde önemli bir tartışma konusu olan ticari sırların çalınmasına yönelik önlem ve çabaları kapsamakta. Huawei gibi Çinli şirketler, Apple gibi büyük ABD şirketlerinin ticari sırlarını izinsiz almakla suçlanıyor. En gelişmiş ABD teknoloji şirketlerinden bazılarıyla zaten rekabet etmekte olan, gelişen bir teknoloji sektörü için bu belki de izlenmesi ve uyulması en zor alanlardan biri. ABD zaten fikri mülkiyet haklarını koruma imkanlarına sahip olduğu belirtiyor. Buna karşın bazı Çinli şirketler muhtemelen birçok ABD şirketten teknolojik olarak çok daha sofistike. Kimin kimi istismar edeceğinin tespit edilmesi gerçekten önemli.
Sonraki birkaç bölüm, ABD ile Çin arasındaki büyük ticaret açığının kapatılmasına yönelik, iki yıl boyunca Çin’in ABD mallarına 200 milyar dolarlık bir harcama yapmasını taahhüt ediyor.
Bu, Başkan Trump için yapılan ticaret anlaşmasının tartışmasız en önemli kısımlarından biri, 2016 kampanyasının Çin’in ABD’yi alt ettiği ticari farkı azaltmaya yardımcı olacağı düşünülüyor. Anlaşmanın, seçimler yaklaşırken Başkan Trump lehine çok önemli ve dikkat çekici bir fırsat. Genel anlamda Çin ile olumlu şartlar müzakere etmenin geçmiş ticaret anlaşmalarının başarısızlıklarını onarması açısından faydalı olacağı düşünülüyor. Şüphesiz ki Trump Yönetimi muhtemel başarıyla puan kazanmak niyetinde.
Anlaşmadaki son bölümler öncelikle Çin’in haksız kazanç elde etme yönünde para birimini manipüle etmesini engelleyecek yönerge, uygulama ve prosedürleri oluşturmaya odaklanmış. Maksat, Çin’in para birimini devalüe edip ihracatını artırmasını ve ABD’nin küresel pazarda rekabet günü zayıflatmasını engellemek.
Anlaşma, Çin’in izlemesi gereken, geçmişte Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), suçlandığı para manipülasyonundan kaçınmasını gerektiren yönergeleri de ele alıyor, bilindik yöntemlerle IMF ve Dünya Bankası kullanılarak çokuluslu şirketlere geri ödenmesi zor faiz oranlarıyla verilen stratejik kredilere dikkat çekiyor.
Çoğu iş grubu birinci faz ticaret anlaşmasını büyük ölçüde memnuniyetle karşılıyor ve bunu ABD ve Çin’in ticaret politikasında bir barış döneminin işareti olarak kabul ediyor.
Bunkerist
