Ana sayfa » Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) akaryakıt düzenlemeleri ve halen HSFO tüketen maden ocakları

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) akaryakıt düzenlemeleri ve halen HSFO tüketen maden ocakları

by BUNKERIST

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), akaryakıtta % 0.5’lik maksimum sülfür içeriğine uygulanmasıyla öncekine nazaran ( maksimum % 3,5 )  önemli bir düşüşle nakliye endüstrisinde hızlı bir dönüşüme yol açtı. Ocak 2020’den itibaren geçerli olan düzenleme, gemilerden kaynaklanan sülfür oksitleri (SOx) ve partikül madde emisyonlarını azaltmak için önlemli bir görev edindi.  Bu düzenleme sadece denizcilik endüstrisini etkiliyor gibi görünebilir, ancak özellikle HSFO’nun elektrik üretiminde hala yaygın olarak kullanıldığı karasal faaliyetlerinde potansiyel bir ikincil etkisi olduğu konusunu unutmamak gerekir ve bu nedenle kendi elektrik üretim tesislerine sahip maden şirketlerinin konunun dışında tutulması beklenemez.

Gemi sahiplerinin kurallara uymak için üç seçeneği var. Birincisi, sülfür içeriği% 0.5’ten az olan Marine Gas Oil’e (MGO) veya Çok Düşük Kükürtlü Fuel Oil’e (VLSFO) geçmektir. İkinci olarak egzoz gazı temizleme sistemi (EGCS) olarak bilinen baca gazı yıkayıcıya sistemine yatırım yapmak ki bu yıkayıcı ile donatılmış gemiler, egzoz gazı emisyonları % 0,5 kükürtlü yakıt yakma eşdeğerini aşmamak koşuluyla Yüksek Kükürtlü Fuel Oil (HSFO) kullanmaya devam edebilirler. Üçüncü seçenek ise, sülfür içermeyen ve bu nedenle sülfür oksit yaymayan yakıt olan Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LNG) kullanmaktır.

Madenciler dahil olmak üzere kimi kullanıcılar kükürt meselesiyle sınırlandırılmadığından, bu tür şirketlerin HSFO kullanarak normal şekilde faaliyetlerine devam edebileceği varsayılabilir. Ancak bu tür kullanıcıların dört ana nedenden ötürü mevcut koşullarla ilgili dikkatli olmalarına ve kendileriyle ilgi birtakım düzenlemelere hazırlıklı olmalarında fayda var.

İlk olarak, bu düzenleme küresel olarak Heavy Fuel Oil (HFO) gereksinimi konusunda ciddi bir değişikliğe yol açmıştır, çünkü küresel HFO üretiminin% 50’sinden fazlası bunker, denizcilik yakıtı olarak kullanılmaktadır. Rafinerilerin artık mevcut düzenlemelere göre revize edilmesi gerekiyor. Artık  yeni % 0.5 VLSFO’nun üretimi için ham petrolden düşük sülfürlü kısım kullanılacak. HSFO’nun üretiminde kullanılan eski yüksek sülfürlü kısımların bu yeni spesifikasyonu karşılamak için daha fazla rafine edilmesi gerekecek. Bununla birlikte, birçok rafineri tasarımları ile sınırlıdır, talep ve arz dengesi aniden değişmiştir. Rafinerilerin yeni yatırımlarla kendilerini yeni yakıtı üretebilecek revizyonlara girmeleri gerekecek. Tedarikçiler bol miktarda yüksek kükürtlü hidrokarbon kesimi ile uğraşmaya çalıştıkça, % 3,5 S HSFO fiyatları düşüyor. Aynı zamanda, yeni% 0.5 S VLSFO’nun dizele HSFO’dan daha yakın bir fiyatı var. Özetle, yakın dönem için HFO için ana fiyatlandırma parametresi yakıtın sülfür içeriğine endekslenmiş durumda.  Ancak, fiyatlar bizi yanıltmamalı, yukarıda belirttiğimiz nedenlerle zamanla iptidai yöntemle elde edilmiş duruma gelecek ve talebi düşen bir ürünün fiyatının hangi istikamete gideceği çok belirsiz değil.

İkincisi, nakliye navlun maliyetleri etkilenir. Çünkü, % 0.5 VLSFO için yakıt maliyeti daha yüksek. Ya da  gemi sahipleri scrubberlara (baca gazı yıkayıcıları) veya maliyetleri daha da artıran diğer yeni yakıt stratejilerine yatırım yapmaktadır. Bu maliyet unsurları kara hizmetlerinde kullanılan HSFO’nun taşınması ve tedarik edilmesinde nakliye kalemi olarak ürüne yansıyacaktır.

Üçüncüsü, HSFO’nun kendisinin kalitesi üzerindeki etkisidir. Şu anda, HSFO için piyasa ortalama kükürt içeriği% 2.6 S civarındadır ve bu da maksimum % 3.5 S spesifikasyonu dahilindedir. Rafineriler ham petrolü ayrıştırdıkça ve düşük kükürtlü kısmı yüksek kükürtlü yakıt kesimlerinden çıkardıkça bu ortalama artacaktır. Bu durumdan HSFO tüketen makinelerin kullanım ve bakımı etkilenecektir. Örneğin, HSFO’nun yanması sırasında sülfürik asit oluşumuna karşı koymak için daha yüksek TBN’li motor yağlarına ihtiyaç duyulabilir.

Son olarak, ülkesel iç düzenlemelere ilişkin olarak, binek otomobil ve ulaşım endüstrisindeki küresel eğilim yakıtların kükürt içeriğini önemli ölçüde azaltmak olmuştur. Aynı eğilim şimdi IMO tarafından denizcilik sektörü için de benimsenmiştir. Dolayısıyla, ülke düzenlemelerinin HSFO’nun arazi kullanımı konusunda daha hassas ve katı hale gelmesi beklenmektedir.

Genel olarak, çevresel sorumluluğa yönelik hızla değişen bir manzara var. Deniz yakıtı üzerindeki katı sülfür içeriği düzenlemeleri, endüstrilerin daha yeşil bir dünyaya doğru ilerlemesine neden olan bir katalizör olabilir. Dahili, karasal kullanıcılar için şimdilik bir itici güç var. Gelecek % 0,5 VLSFO ve daha temiz alternatif yakıtlar için parlak.

Bunkerist