Petrol fiyatları Cuma günü yükseldi ve Ukrayna savaşı nedeniyle daralan arzın, güçlü doların ve dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısı olan Çin’in zayıflayan talebinin damgasını vurduğu çalkantılı bir yılda ikinci yıldaki mütevazı artışlarını kaydetme yolunda.
Brent ham petrolü vadeli işlemleri, bir önceki seansta %1,2 düştükten sonra 20 sent veya %0,2 artışla 0445 GMT itibariyle varil başına 83,66 $’a yükseldi.
Brent, 2021’de %50,2 sıçradıktan sonra yılı %7,6’lık bir kazançla kapatmaya kararlı görünüyor. Fiyatlar, Mart ayında varil başına 139,13 $ ile zirve yaptı ve bu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ederek enerji güvenliği ve arz endişelerini tetiklediği 2008 yılından bu yana görülmemiş bir seviye.
West Texas Intermediate (WTI) ham petrolü Perşembe günü %0,7 düşüşle kapattıktan sonra 23 sent veya %0,3 artışla 78,63 dolardan işlem gördü. Geçen yılki %55’lik artışın ardından 2022’de %4,5’lik bir artış yolunda ilerliyor.
Yıl sonu tatil seyahatlerinin artması ve Rusya’nın petrol ürünleri satışını yasaklaması petrol fiyatlarını desteklerken, önümüzdeki yıl kötüleşmesi beklenen ekonomik ortam nedeniyle azalan tüketim arzdaki sıkışıklığı telafi edecek gibi görünüyor.
Küresel işsizlik oranının 2023’te hızla artması ve enerji talebini sınırlaması bekleniyor. Bu nedenle, petrol fiyatlarının da gelecek yıl 60 dolara düşmesi muhtemel.
Dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını yükseltirken, bu yılın ikinci yarısında ABD doları yükseldi ve petrol fiyatları keskin bir şekilde düştü. Dolar cinsinden emtialar, diğer para birimlerini elinde bulunduranlar için daha maliyetli bir yatırım haline geldi.
Ayrıca, Çin’in yılın son ayında hafifletilen sıfır COVID kısıtlamaları, dünyanın 2 numaralı tüketicisi için petrol talebinde toparlanma umutlarını bastırdı. Çin’in 2023’te yavaş yavaş toparlanması beklenirken, ülkedeki COVID vakalarındaki artış ve küresel durgunluk endişeleri emtia talebi görünümünü gölgeliyor.
Son zamanlarda seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesinin petrol talebini artırması bekleniyordu, ancak Çin’deki COVID vakalarındaki keskin artış, potansiyel olarak küresel bir salgın hakkında ciddi endişelere yol açtı.
Çin’in COVID vakalarındaki artışa yanıt olarak, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Kore ve Japonya dahil olmak üzere birçok ülke Çin’den gelen yolculara zorunlu COVID testleri uyguluyor.
Tedariklere bakıldığında, Batı yaptırımları Rusya’yı Avrupa’dan Asya’ya daha fazla ham ve rafine ürün ihraç etmeye zorlayacak.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, en çok petrol üreten eyaletlerdeki üretim artışı, yüksek fiyatlara rağmen yavaşladı. Dallas Federal Rezerv Bankası tarafından yakın zamanda yapılan bir ankete göre, enflasyon, tedarik zinciri engelleri ve ekonomik belirsizlik yöneticilerin beklentilerini düşürmesine neden oldu.
Bu yıl, arz risklerinin artan oynaklığa ve daha yüksek fiyatlara yol açtığı emtia piyasaları için olağanüstü bir yıl oldu. Gelecek yılın çok fazla oynaklığın olduğu bir başka belirsizlik yılı olması bekleniyor.
