Yatırımcılar, Haziran ayından bu yana Covid-19 kilitlemeleri, zayıf talep ve potansiyel aşı beklentileriyle boğuşurken, Brent varil başına 37 ila 45 dolar arasında dalgalandı. Mart ayından bu yana en yüksek seviye olan varil başına 48 doların yeni bir taban olabileceğini düşünmek umut verici.
Bu durum, kulağa hoş gelebilir. Brent Nisan’da 20 doların altına düştükten sonra, ham petrol depoları normal seviyelerin çok üzerinde 7,8 milyar varile sıçradı ve arz fazlası hala yüksek fiyatlar üzerinde fren görevi görecek kadar yüksek.
Yüksek Brent, OPEC + grubunu oluşturan petrol üreticilerini fiyatları desteklemeye yönelik üretim kesintilerini gevşetmeye sevk edebilir. Fiyatın yükselmesi halinde sondajcıların maliyetlerine katkı sağlayacağından ABD kayagazı petrolü üreticilerinin pompalamayı arttırma hevesi artar.
Yine de, Uluslararası Enerji Ajansı’nın 12 Kasım’daki olumsuz değerlendirmesi, 2021’in ikinci yarısına kadar talepte önemli bir artış olmayacağını öngörüyor. Şimdi normal yaşama daha hızlı bir dönüş sağlayabilecek dört başarılı aşı denemesi var. Bu da, IEA’nın 2019’da görülen 100 milyon varil ile karşılaştırıldığında, önümüzdeki yıl 97,1 milyon varil olmasını beklediği küresel günlük talepte daha hızlı bir toparlanmaya yol açabilir.
Petrol fiyatının kısa vadede sıçrama ihtimali varken, önümüzdeki yıllarda desteklemesi gereken ve hatta ülkelerin fosil yakıtlardan kurtulma çabalarını dengeleyen ikinci bir itici güç var. 2019’da dünya çapında sondajcılar tarafından yapılan sermaye yatırımı 530 milyar dolardı, ancak Covid-19 nedeniyle zarar gören üreticiler yatırımı frenlediği için bu yıl 380 milyar dolar ve 2021’de potansiyel olarak 300 milyar dolar olması bekleniyor. Her ne kadar Çin ve ABD uzun vadeli sıfır emisyon hedeflerini benimsese bile, 2019 verilerine kıyasla, günlük petrol talebinin 2030’da 101 milyon varil olabileceği tahmin ediliyor.
Potansiyel fiyat artışı şu anda daha uzun vadeli Brent vadeli işlemleri için belirgin değil. Aralık 2024’teki teslimat sözleşmesi şu anda varil başına 50 doların altında. Bu yakında değişebilir. Ayrıca, yenilenebilir enerjiye geçişi detaylandırmada emsallerinden daha yavaş olan bazı majör akaryakıt firmalarının yeniden düşünmesini sağlayabilir. Artık bunun yerine petrol yatırımlarını artırma eğiliminde olabilirler.
